Çalışmak Hikayesi
Bundan yirmi yıl önce bir köyde, genç bir çocuk olan Oğuz, babasına yardım etmek için her gün tarlada giderdi. Güneş doğmadan önce kalkar, tarlalarda babasıyla birlikte çalışırdı. Babası ona, çalışmanın kıymetini ve tarlanın, emeğin bereketini öğretti.
Bir gün, Oğuz’un babası hastalandı ve bir süre tarlaya gidemedi. Oğuz, babasının tarlanın bakımına itina gösterdiğini ve tarlanın onun bakımına ihtiyacı olduğunu anladı. Babasının zor günlerinde yaptığı yardımları hatırladı ve karar verdi: Tarla işlerini babası olmadan kendisi üstlenecekti.
Oğuz, sabahın erken saatlerinde tarlaya gitmiş, sulama yapmış, toprağı işlemiş. Babasının öğrettiklerini hatırlayarak, tarlanın bakımı için gereken her şeyi yapmaya çalıştı. Vakit geçtikçe, bitkiler de yeşermeye, mahsul verir hale gelmeye başlamış.
Babası iyileştiği zaman , tekrar tarlaya döndüğünde büyük bir hayretle bitkilerin durumuna bakmış. Tarla, Ali'nin özenli çalışması sayesinde bereketlenmişti. Babası, Oğuz’a gururla gülümsedi ve ona, "Çalışmanın gücünü ve değerini öğrendin," dedi.
Bu olay, Oğuz’a çalışmanın ve özverinin ne kadar önemli olduğunu öğretti. Çalışmak, sadece bir işi yapmak değil, aynı zamanda sorumluluk almak, özen göstermek ve emek vermek demekti. Oğuz, o gün babasının öğrettikleriyle hayat boyu çalışma değerini anlamış oldu. Aradan yirmi yıl geçmesine rağmen Oğuz asla çalışmayı bırakmadı. Kendine mutlu bir aile kurdu.
Bu hikaye, çalışmanın değerini ve özverinin önemini vurgulayarak, bir işi yaparken gösterilen özenin ve emeğin ne kadar değerli olduğunu anlatır.